Haber Linkim

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Bilgi
  4. »
  5. Esrarlı Tarih: Gizemli Olaylar ve Alternatif Teoriler

Esrarlı Tarih: Gizemli Olaylar ve Alternatif Teoriler

Haber Linkim Haber Linkim -
22 0

Esrarlı tarih, insanlık tarihi boyunca sırlar ve gizemlerle dolu olaylara ev sahipliği yapmıştır. Bu makalede, dünya tarihindeki bazı gizemli olaylar ve bu olaylar hakkında ortaya atılan alternatif teoriler ele alınacaktır. Bu olaylar arasında Bermuda Şeytan Üçgeni, Mary Celeste vakası, ünlü cinayetler ve antik dünya sırları yer almaktadır.

Bermuda Şeytan Üçgeni, kaybolan gemiler ve uçaklarla dolu bir bölgedir ve çeşitli alternatif teorilerle çevrilidir. Mary Celeste vakası ise gizemli bir şekilde terk edilmiş bir gemiye dairdir ve deniz canavarları veya korsanlar gibi farklı teoriler ortaya atılmıştır. Ünlü cinayetler arasında ise Jack the Ripper cinayetleri ve Almanya’da gerçekleşen kurt adam cinayeti gibi olaylar yer almaktadır. Antik dünya sırları arasında ise Mısır piramitleri ve Atlantis’in varoluşuna dair teoriler yer almaktadır.

  • Bermuda Şeytan Üçgeni: Bölgede yaşanan kaybolma olaylarına deniz canavarları veya doğal nedenler gibi alternatif teoriler öne sürülmüştür.
  • Mary Celeste Vakası: Terk edilmiş geminin nedeni olarak korsanlar veya deniz canavarları gibi teoriler öne sürülmüştür.
  • Ünlü Cinayetler: Jack the Ripper cinayetlerine dair kimliğe dair alternatif teoriler ve Almanya’da gerçekleşen kurt adam cinayetine dair teoriler ortaya atılmıştır.
  • Antik Dünya Sırları: Mısır piramitleri ve Atlantis’in varoluşu hakkında alternatif teoriler mevcuttur.

Bu olaylar, tarihin gizemli yönlerini keşfetmek için son derece ilginç bir fırsat sunar. Ancak, gerçek olayların yanı sıra, bu olaylara dair ortaya atılan teorilerin de dikkate alınması gerekir. Bu makale, okuyuculara tarihin sırlarını ve alternatif teorilerini keşfetme fırsatı sunmaktadır.

Bermuda Şeytan Üçgeni

Bermuda Şeytan Üçgeni, tam olarak Florida, Bermuda ve Porto Riko arasında kalan bir bölgedir. Bu bölgede, kaybolan gemiler ve uçaklar hakkında birçok hikaye anlatılır. Bu gizemli olaylar, tarih boyunca meraklıların ilgisini çekti ve hala çözülemedi.

Birçok kişi, bu olayların nedenini paranormal güçlerde ararken, bazıları ise daha bilimsel teoriler öne sürdü. Bazılarına göre, bölgede manyetik alanların sebebiyle manyetik fırtınalar oluşur ve bu fırtınalar elektronik sistemleri etkileyerek uçakları ve gemileri kaybetmelerine sebep olur. Bazı insanlar ise buna inanmaz ve olayların daha gizemli bir açıklaması olduğunu düşünür.

Ancak ne olursa olsun, Bermuda Şeytan Üçgeni hakkındaki teoriler ve hikayeler insanları hala meraklandırmaya devam ediyor. İnsanlar, bu bölgenin gizemleri hakkındaki sırları çözmek için her türlü şeyi deniyorlar.

Mary Celeste Vakası

Mary Celeste Vakası, 1862 yılında Atlantik Okyanusu’nda gerçekleşmiş bir olaydır. Bir İngiliz gemisi olan Mary Celeste, yüküyle birlikte denizde boşta sürüklenirken bulunmuştur. Gemide hiçbir mürettebat üyesi bulunmamaktadır. O dönemde, gemide hiçbir yaralanma ya da başka bir zorlama işareti yoktu. Bu olay, tarihin en büyük gizemlerinden biri olarak kabul edilir.

Mary Celeste’nin nasıl terk edildiği hala bilinmemektedir, ancak bu konuda bazı alternatif teoriler ortaya atılmıştır. Bunlar arasında, deniz canavarları tarafından saldırıya uğradığı fikri mevcuttu. Bazı insanlar, geminin yakınlarında devasa bir canavarın görüldüğünü iddia etti. Başka bir teori, korsanların gemiye saldırmış olabilecekleri yönündedir. Ancak, gemideki yüklerin sağlam ve hiçbir şeyin çalınmamış olması korsan teorisini zayıflatmaktadır.

  • Deniz Canavarları Teorisi: Gemiyi terk eden ekibin deniz canavarları tarafından saldırıya uğradığı fikri mevcuttur.
  • Korsanlar Teorisi: Gemideki yüklerin sağlam olması korsan teorisini zayıflatmaktadır, ancak korsanların gemiye saldırmış olabilecekleri yönündeki düşünceler hala devam ediyor.

Deniz Canavarları

Mary Celeste gemisi gibi gizemli olayların arkasında deniz canavarları teorisi çıkmaktadır. Bu teori, bazı deniz canavarlarının, gemi ve uçakları batırmak veya yok etmek için saldırı düzenlediğini öne sürmektedir. En meşhur deniz canavarı teorilerinden biri, Kraken’dir. Kraken, devasa boyutu ve güçlü tenetleriyle denizcilere korku salmış bir yaratıktır. Buna ek olarak, bazı kaynaklarda deniz yılanları gibi diğer canavarlara da rastlanmaktadır.

Bu teori, bazı olaylarda hiçbir mantıklı açıklama bulunamadığında ortaya atılır. Ancak, bilim adamları, deniz canavarlarının gerçekliğini kanıtlayacak hiçbir somut delil bulamamışlardır. Buna rağmen, birçok insan hala deniz canavarları teorisine inanmaya devam etmektedir.

Kraken, deniz canavarları arasında en ünlü olanıdır. Bu devasa yaratık, genellikle İskandinav mitolojisinde ve Viking efsanelerinde yer alır. Kraken’in 30 metre uzunluğa ve devasa tenetlere sahip olduğu söylenir ve gemileri yok edebileceği düşünülür.

Deniz yılanları, devasa boyutlarda olan deniz yaratıklarından biridir. Ağızlarında keskin dişleri bulunan bu canavarlar, gemilere zarar vermek için ürpertici sesler çıkartabilirler.

Kraken

Kraken, her zaman denizlerin en korkulan canavarlarından biri olmuştur. Bu canavarın varlığına dair birçok teori ve efsaneler vardır. İskandinav mitolojisinde, Kraken, devasa boyutlarıyla ürkütücü bir deniz canavarı olarak tasvir edilir. Bu efsanelere göre, Kraken, gemilere saldırır ve gemileri denizin dibine çeker.

  • Bazı araştırmacılar, Kraken’in bir anaç ahtapot olarak var olabileceğini savunuyor.
  • Bazı teoriler, Kraken’in aslında büyük bir su yılanı olduğunu iddia ediyor. Bu teori, denizdeki bazı halkların efsanelerinde de yer alır.

Kraken efsanesi, aynı zamanda edebiyatta da sıklıkla yer almaktadır. İskandinav edebiyatında, Kraken sıklıkla bahsedilir ve Jules Verne’in 1870 tarihli “Denizler Altında Yirmi Bin Fersah” adlı romanında da Kraken’e atıfta bulunulur.

Bu canavarla ilgili bir diğer efsane de, Norveç’te yaygın olarak bilinen bir hikayedir. Bu hikayeye göre, 1752’de bir gemi, Norveç açıklarında Kraken tarafından saldırıya uğrar. Gemi tamamen yok olur, ancak birkaç gün sonra kaptan, Kraken’in midesinde bulunur.

Deniz Yılanları

Birçok sır ve gizem, denizlerin derinliklerinden ortaya çıktı. Deniz canavarları tarafından yaratıldığına inanılan bazı olaylar arasında Mary Celeste Vakası da yer alır. Bu olayın arkasında, deniz yılanlarının olabileceği iddiası da bulunmaktadır.

Deniz yılanları, devasa boyutları ve muhtemel saldırganlıkları nedeniyle, denizciler arasında korkuyla anılir. Birçok kayıp gemi ve mürettebatları için de onların sorumlu olduğuna inanılmaktadır. Bazı bilim adamları, deniz yılanlarının gerçek olduğuna, ancak varlıklarının büyük ölçüde abartıldığına inanıyor. Benzer şekilde, bazılarının bu tür yaratıkların gerçekliği hakkındaki kanıtları sadece efsaneler ve söylentilerden oluştuğunu savunuyor.

Öte yandan, bazı denizciler ve araştırmacılar; deniz canavarlarının varlığına dair kanıtları paylaşıyorlar. Buna ek olarak gemi enkazlarından çıkarılan bazı izlerin bile deniz yılanlarının saldırısına işaret ettiği iddia ediliyor.

  • Bazı balıkçıların gemilerinin alt kısmında diş izleri tespit ettiği rapor edilmiştir.
  • Bazı gemi enkazlarının etrafında deniz yılanlarının yaşadığına dair izlere rastlanmıştır.

Her ne kadar bazı insanlar deniz yılanlarının varlığına inanmasa da, onların gerçek olduğuna dair kanıtlar da günümüze kadar uzanmakta.

Korsanlar

Mary Celeste gemisi, 1872 yılında Atlantik Okyanusu’nda terk edilmiş bir şekilde bulunmuştur. Geminin terk edilme sebebi hala gizemini korumaktadır. Alternatif teoriler arasında gemideki patlama ve deniz canavarları daha sık tartışılsa da, korsanlar da bunlardan biridir.

Historical Society of Philadelphia tarafından yayınlanan rapora göre, bölgedeki korsan aktiviteleri, terk edilmiş gemilerin sayısında keskin bir artışa neden oldu. Korsanlar, gemileri ele geçirmek için gemilerdeki insanları öldürerek, gemileri boşaltarak veya gemileri yakarak operasyonlarını gerçekleştirdiler. Bu nedenle, Mary Celeste gemisinin korsan saldırısına uğramış olabileceği teorisi ortaya atıldı.

Her ne kadar gemide yapılan bulgular arasında keskin bir dövüş veya mücadele izi bulunmasa da, korsanların izlerini gizlemek için böyle bir durumun olması mümkündür. Ayrıca, gemide bazı eşyaların eksik olduğu da raporlanmıştır. Bu durum, korsanların gemiye saldırdıktan sonra bazı eşyaları alarak ellerindeki kanıtları yok etmeye çalıştıklarını gösteriyor olabilir.

Başka bir teori ise, geminin alkollü içecekler yüklü olduğu ve korsanların gemiye içmek için saldırdığı yönündedir. Ancak, bu teori çoğunlukla reddedilir.

Ünlü Cinayetler

Ünlü cinayetler, tarihin en ürkütücü olaylarından bazılarıdır. Bu olaylar birçok teori ve spekülasyona sahne olmuş ve günümüzde bile çözülememiş birçok soru işareti barındırmaktadır. Bunlardan en ünlüleri Jack the Ripper ve Kurt Adam cinayeti olarak bilinmektedir.

Jack the Ripper, 19. yüzyılın sonlarında İngiltere’nin Londra şehrinde gerçekleştirdiği cinayetlerle ünlenen bir seri katildir. Kimliği hala belirsiz olan Jack the Ripper, yaptığı korkunç cinayetlerle tarihe geçti. Cinayetlerin ardındaki nedenler, katilin kimliği ve cinayetlerin işleniş şekli hakkında birçok teori ve tartışma mevcuttur.

Kurt Adam cinayeti ise Almanya’nın Freiburg şehrinde 1922 yılında gerçekleşmiştir. Bir canavarın kurbanını yiyerek öldürmesi sonrasında gerçekleşen olayda, katilin diğer cinayetlerde olduğu gibi insan olmaktan ziyade kurt adam olarak nitelendirilmesi dikkat çekicidir. Olayın ardında yatan nedenler ve gerçek kimliği hala tam olarak bilinmemektedir.

  • Jack the Ripper Cinayetleri:
    • Katilin psikolojik durumu ve çevresel faktörlerin cinayetler üzerinde etkileri
    • Katilin aslında bir grup insan tarafından işlendiği teorisi
    • Katilin III. Edward’ın torunu olabileceği iddiası
  • Kurt Adam Cinayeti:
    • Katilin gerçek bir kurt adam olabileceği teorisi
    • Bir insanın kurt adam takıntısı yaşadığı ve bu nedenle cinayeti işlediği teorisi
    • Katilin tamamen insan olmasına rağmen, olayın ardından yaratılan kurt adam efsanesi üzerinden teori ve spekülasyonlar

Bu cinayetler ve olaylar, tarihin en büyük gizemleri arasında yer almaktadır ve üzerinde durulması gereken önemli konular olarak kabul edilmektedir.

Jack the Ripper Cinayetleri

Jack the Ripper’un kimliği, günümüze kadar hala çözülememiş olan bir gizemdir. 1888’de gerçekleşen beş cinayetle bağlantılı olan Jack the Ripper olarak bilinen kişi veya kişilerin kimliği hala belirlenememiştir. Ancak, olaylarla ilgili birçok teori ve iddia ortaya atılmıştır.

  • Birinci teori, cinayetlerin arkasındaki kişinin herhangi biri tarafından commit edilmiş olabileceği düşüncesidir. Bu teoriye göre, herhangi bir akıl hastası veya psikopat bu cinayetleri işlemiş olabilir.
  • İkinci teori, cinayetlerin olduğu bölgede bulunan bir seri katilin işlediği üstünde durur. Ancak bu teori, işlenen cinayetlerin benzerliğini göz önüne alarak Kanonik Beş adı verilen beş cinayetin hepsinin aynı kişi tarafından işlendiği görüşünü de içerir.
  • Üçüncü teori, cinayetlerin bir komplonun sonucu olduğunu ve daha büyük bir suç örgütü tarafından işlenmiş olduğunu düşünenlerin görüşüdür. Bu görüş, cinayetlerin belirli bir amaç veya hedefle işlendiği fikrini içerir.

Bu teorilerin yanı sıra, tarihte Jack the Ripper’ın kimliği hakkında ortaya atılan birçok iddia vardır. Kimi kişiler bu olayların ardındaki asıl kişinin bir varlıklı kişi olduğuna inanırken, kimi kişiler de bir doktor olabileceği fikrini desteklemektedir. Ancak, tüm bu iddialar bugüne kadar kesin bir kanıtla desteklenmemiştir.

Kurt Adam Cinayeti

kurt adama dönüşmesiyle sonuçlanan cinayete dair alternatif teoriler vardır. Bazıları, gerçekten bir kurbanın kurt adama dönüştüğüne inanırken, diğerleri ise olayın doğaüstü bir açıklaması yerine daha mantıklı bir açıklaması olduğunu düşünmektedir.

Bir teoriye göre, cinayetin arkasında insan denen bir yaratık vardı ve kurbanını bu çarpık arzusu için öldürdü. Başka bir teori ise, cinayetin bir hastalık veya madde bağımlılığı sonucu gerçekleştiğini iddia ediyor. Bazıları ise, olayı sıradan bir cinayet veya intihar olarak açıklamaktadır.

Efsanelere göre, birçok yerde kurt adamlar olduğuna inanılmaktadır ve hatta bazı insanların doğuştan kurt adamlar olduğu düşünülmektedir. Ancak bilimsel kanıtlar, insanların hayvanlara dönüşebileceği veya dönüştürülebileceği fikrinin yanlış olduğunu göstermektedir.

Kurt adam cinayetine dair alternatif teorilerin çoğu, insanların doğaüstü şeyleri açıklamak için uydurdukları hikayelerden oluşmaktadır. Ancak gerçekler belirsiz olduğu için, bu olay hala gizemini korumakta ve tartışmalı bir konu olarak kalmaktadır.

kurt adama

Kurt adama dönüşen bir cinayet olayı, adından da anlaşılacağı gibi oldukça ilginç bir konudur. 1922 yılında, Almanya’nın Hanover kentinde, bir kurbanın öldürülmesi sonrasında, olayı gerçekleştiren kişinin bir kurt adam olduğu iddia edilmiştir. O dönemde kurbanın arkadaşı olan Ernst-August Wagner, olayı gerçekleştirdiği iddiasıyla tutuklandı. Ancak daha sonra suçsuz olduğu anlaşıldı ve serbest bırakıldı.

Bu esrarengiz olay, tarih boyunca birçok kişinin ilgisini çekmiş ve birçok alternatif teoriye konu olmuştur. Kimilerine göre, gerçekten de bir kurt adam saldırısı olmuştur ve bu tez, o dönemdeki batıl inançlar ve mitolojik öykülerle desteklenmektedir. Ancak günümüzde, bilimsel açıklamalar, bu olayın gerçekleşme ihtimalinin oldukça düşük olduğunu söylemektedir.

  • Bazı bilim adamlarına göre, kurbanın vücudundaki yaralar, gerçekten bir saldırıya maruz kaldığına işaret etmektedir. Ancak bu saldırının bir insan mı yoksa başka bir hayvan mı tarafından gerçekleştirildiği hala belirsizdir.
  • Buna ek olarak, bazı araştırmacılar, kurbanın zehirlenmiş olabileceği teorisini ortaya atmışlardır. Ancak bu teori de tam olarak kanıtlanmış değildir.

Dolayısıyla, kurt adama dönüşen cinayet olayı, hala birçok gizem barındırmaktadır ve tartışmalara konu olmaktadır.

dönüşmesiyle sonuçlanan cinayete dair alternatif teoriler.

1922 yılında Almanya’nın Hanover kentinde gerçekleşen garip bir olay, birçok kişi tarafından hala tartışılmakta ve birçok teori ortaya atılmaktadır. İşte olayın detayları ve ortaya atılan alternatif teoriler:

Olay, 5 Aralık 1922’de meydana geldi. Bir kasap olan Karl Denke’nin evinde, insan eti parçaları bulundu. Ancak daha da ilginç olan şey, bir cesedin solluğu bulunmasıydı. Olayın üzerine yapılan soruşturmalarda, halk arasında “Kurt Adam” olarak bilinen Paul Denke’nin, bir kurbanının kendisine dönüşerek öldürdüğü iddia edildi. Dolayısıyla olayın şüphelilerinden biri de Paul Denke oldu.

Ancak olayın kurt adamla ilgisi olduğuna dair ortaya atılan teoriler, zamanla yerini daha materyalist teorilere bıraktı. Bazılarına göre, o dönemde sık sık görülen ve insanların deliye döndüğü bir hastalık olan akromegali, Paul Denke’nin kurbanı üzerinde etkisi olmuş olabilir. Ayrıca, o dönemde insanların kemikler ve dişler gibi beden parçalarını ve hayvan etlerini sattığı biliniyor. Bu sebeple, insan eti parçalarının satılması ve tüketilmesi de söz konusu olabilir.

Sonuç olarak, “Kurt Adam” cinayeti hala gizemli bir olay olarak bilinse de, akromegali ve insan eti ticareti teorileri, olayın gerçekten bir kurt adam cinayeti olmadığına dair güçlü kanıtlar sunmaktadır.

Antik Dünya Sırları

Antik dünya sırları, günümüzde hala tartışılan ve çözülemeyen birçok gizemle dolu. Bu olaylar, antik çağda yaşayan insanlar tarafından yaşanan ve günümüze kadar kalan ilginç vakalardan oluşuyor. Bunlardan biri de Mısır piramitlerinin nasıl inşa edildiği konusundaki gizemler ve alternatif teorilerdir.

Mısır piramitleri, antik çağın en büyük yapılarından biridir ve inşaat teknolojisinin o dönemde nasıl kullanıldığını gösterir. Ancak, bu yapıların nasıl inşa edildiği hala bir gizemdir. Bazı araştırmacılar, piramitlerin insanlar tarafından değil, belki de uzaylılar tarafından inşa edildiğini öne sürüyorlar. Diğerleri ise, piramitlerin inşası için kullanılan teknolojiyi açıklayan başka bir teori ortaya koyuyorlar.

Atlantis ise, kayıp bir medeniyetin efsanesiyle yürüyor. Birçok antik kaynakta bahsi geçen Atlantis, turkuaz mavi denizlerin derinliklerinde günümüze kadar gelmemiş bir antik şehirdir. Atlantis’in varlığına dair kanıtlar mı yoksa yokluğuna dair teoriler mi daha ağır basıyor, henüz kesin bir sonuç yok. Ancak, Atlantis’in kayboluşuna dair birçok teori bulunmaktadır.

Antik döneme damga vuran bu ve bunun gibi birçok olay, günümüzde hala merak uyandırıyor ve araştırmacılar tarafından incelenmeye devam ediyor. Bu olaylara dair ortaya atılan alternatif teoriler, kaybolan bir medeniyetin izlerini arayan bilim insanları ve tarih tutkunları için büyük bir bulmaca oluşturuyor.

Mısır Piramitleri

Mısırlılar, yaklaşık 4.500 yıl önce kraliyet mezarlarının inşası için piramitleri kullanmışlardır. Bunlar, ölen kralın fiziksel bedeninin korunması ve öldükten sonra yeniden doğmasına yardımcı olmak için tasarlanmıştı.

Piramitlerin inşa süreci, günümüzde bile araştırmacılar arasında kafa karışıklığına neden olmaktadır. Bazıları, piramitlerin taşlarının nasıl kesildiği ve yerleştirildiği konusunda alternatif teoriler ortaya atmışlardır. Örneğin, bazı teorisyenlere göre Mısırlılar, kum ve su kullanarak taşları kesmişlerdir. Diğerleri, bazı kesme araçları kullanıldığına inanırken, bazıları da piramitlerin yapımında yabancı bir medeniyetin rol oynadığını düşünüyorlar.

Bununla birlikte, birçok arkeolojik kanıt, çoğu işçinin kölelik altında çalıştığı ve büyük taşlar için yollar inşa etmek gibi gerekli altyapı işleri için uğraştığı gerçeğini ortaya koyuyor. Taşlar daha sonra, direklerle ve sivri uçlarla donatılmış bir sistem kullanılarak yerlerine yerleştirildi. Bu gibi yöntemler, Mısırlıların piramitleri yapmak için yeterli bilgi ve teknolojiye sahip olduklarını kanıtlamaktadır.

  • Alternatif teoriler: Sandalye rampaları, Roche Türü blokları kullanma, havaya uçurma şekil öne sürülmüştür
  • Araştırmacılar, teknolojileri öğrenmek için Mısırlıların inşaat notlarından faydalandılar.
  • Uzaktan mezarlık kompleksini koruman için köpekler kullanılmış.

Her ne kadar piramitlerin tamamı aynı teknikle inşa edilmiş olmasa da, piramitler hala Mısır’ın antik bilgi birikimini ve mühendislik yeteneklerini sergileyen bir yapıdır.

Atlantis

Atlantis, antik dünyada var olduğuna inanılan kayıp bir şehirdir. Plato tarafından ortaya atılan bu efsanevi şehir, sadece bir efsane mi yoksa gerçek bir yer miydi? Atlantis hakkında birçok teori ve alternatif açıklama var.

Bazı arkeologlar, Atlantis’in gerçekten var olduğunu ve Yunanistan’a yakın bir yerde olduğunu düşünüyorlar. Bazıları ise Atlantis’in tarihi kayıtlarda bulunmayan bir ada olduğuna ve bir tsunami veya depremle yok olduğuna inanıyorlar.

Bazı teoriler ise Atlantis’in bir uzaylı kolonisi olduğunu veya antik bir uygarlığın teknolojik merkezi olduğunu öne sürüyorlar. Kimileri ise Atlantis halkının çift başlı devler olduğunu ve savaşta yenildiklerini söylüyorlar.

  • Bununla birlikte, Atlantis hakkındaki tüm teoriler birvarsayım ve net bir kanıt yok.
  • Bazı tarihçiler, Atlantis efsanesinin sadece bir kurgu olduğunu düşünüyorlar, ancak efsane hala ilgi çekicidir ve bu konu hakkındaki tartışmalar sürmektedir.
Atlantis’in var olduğuna dair kanıtlar Atlantis’in var olmadığını gösteren kanıtlar
MÖ 360’ta ünlü filozof Plato tarafından bahsedilmesi Hiçbir harita veya gerçek arkeolojik kalıntı bulunmaması
Antik Yunanlıların denizlere açılma kabiliyetleri göz önünde bulundurulursa, Atlantis’in var olması mümkündür. Atlantis hakkındaki tüm bilgilerin sadece afallayan bir efsane olması

Atlantis, tarihte bilinmeyen bir yer olmaya devam ediyor ve tartışmalara konu olmaya devam edecek gibi görünüyor.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir